"ellerimde rengarenk çiçekler
tuttuğum tüm imgeler gibi
yaprakları kapatıyor günahlarımı
solgun geçmişe bakarak
suluyorum onları
yaşanmışların masumluğu mu
yoksa boşvermişliğin
azgın sularda çırpınışları mı?
hangisi beni düzlüğe çıkarır?
düşüyor işte ellerimdekiler
kırmızı halı serilmiş heryere
geçtiğinde bıraktığın kan izleri
görünmesin diye.
kırılan cam faunusun
içindeki balık gibiyim
kırıklar batıyor
çırpındıkça ben
ve azalıyorum gitgide
bu şehir dar,bu yollar boş geliyor
yatağım demir kelepçe
saat başımda çalmıyor
ellerimde rengarenk çiçekler vardı.
süzülerek döküldü yaprakları
üzerinde kelepçenin renkler
herhangibir mayısın herhangibir günü
süzülerek döküldü yapraklar üzerine kelepçenin"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder