2 Aralık 2010 Perşembe

HİÇ

başbaşa kaldık..
önce bu durum anlık bir sersemlik yarattı. ışıkların aniden sönmesi ve zifiri karanlıkta kalmak gibi..göz yavaş yavaş alışınca karanlığa ; sakinlersin. alışırsın..
alıştık.ama sustuk bu seferde. sessizlik tek taraflı olmuyormuş.işteş bir eylem.
sen bıcır bıcır konuşsanda.. duyan biri yoksa hele işteşlik bir anda ne etken ne edilgen..tam anlamıyla "hiç" e dönüyor.
HİÇ..
neyin var?
hiççç..
ne oldu?
hiçç..
elinde ne var?
hiçç...
o zaman susarsın.
susmak birşeyler anlatır çoğu zaman aslında. sen de bişiler anlatabildiğini düşünürsün.ama hiç bir cevapsa susmak da bir anlam ifade etmez.sadece susmuş olursun.
bu sefer dinlemeye başlarsın.
başkalarını, kuşları, sabah geçen treni, yoldan geçen arabaların gürültüsünü, televizyonda ki şaklabanları, işyerinde ki moronları,ev halkını..
bir zaman sonra bu da kesmez.bu sefer kendini dinlemeye başlarsın ki bu içinden çıkılmayan kısır bir döngünün sadece başlangıcıdır.
işte o zaman sende şunu dersin.
HİÇÇ..

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder